Düşündüğümüzde toplumumuzda nerdeyse herkes hızlı bir iş yaşamı, hızlı bir şehir yaşamı içinde veya hayat telaşı içinde sürekli beynini meşgul eden düşünceler içinde sağlığına zaman ayıramıyor, hatta sağlıklı bir şekilde beslenmek için bilgi edinecek vakti yok, stres var, stres çok. Karnımızı doyurmak için de atıştırmalıklar devreye giriyor. Karnımızı bir şekilde doyuruyoruz da “ne kadar sağlıklı besleniyoruz?” önemli, bunu konuşmalıyız sizinle. Haydi toplanın 🙂
Şeker, un ve pirinç.. Evet bu üç gıdaya dikkat, uzmanlar bu üçünün akciğer kanserini tetiklemesi münasebetiyle en az sigara kadar zararlı olduğunu söylüyor.
Burada bahsedilen un tabii ki sadece tahıl anlamına gelmiyor. Bembeyaz hâle getirilmiş, ağartılmış, tehlikeli bir endüstriyel ürün anlamına geliyor. Doğal undan elde edilen gıdaların tüketilmesinde tabii ki bir zarar görülmemektedir.
Aynı şekilde bahsedilen şeker de bildiğimiz şeker değil, bu da endüstriyel ürün haline gelmiş şekerdir. Hayatımıza daha az şeker sokmalıyız artık ve ürün etiketlerine dikkat edip doğallıklarını kontrol etmeliyiz.
Pirinç de aynı şekilde cilalanıp parlatılıp tüketiciye sunulabiliyor. Ayrıca bir tabak pirincin bir tabak toz şekerden farkı bulunmamaktadır. Bir ürün içinde ne kadar çok şeker ve nişasta içeriyorsa o kadar kanserojendir. Yakında un, şeker ve pirinç paketlerinin üzerinde sigara paketlerinin üzerinde olduğu gibi “dikkat sağlığa zararlıdır” uyarısını görürseniz şaşırmayın 🙂
Avrupa’da en genç kalp krizleri Türkiye’de yaşanıyor.. Aslında kalp krizlerinin ve kalp ile ilgili sorunların en yoğun görüldüğü ülkeler sıralamasında da birinci sıradayız. Bu bakımdan çok da sürpriz bir haber değil ama kötü tarafı; artık sadece yaşlılarda veya orta yaşlarda görülen kalp krizlerinde değil, gençlerde görülen kalp krizlerinde de Avrupa birinciliğini ele geçirmişiz.
Peki neden böyle oldu? Cevabı kolay, tabii ki kötü beslendiğimiz için.. Kurumlarımız görevlerini, kontrollerini tam anlamıyla yapmadığı için böyle olduk. Aslında kötü beslenmemizin tek sebebi biz değiliz, bizlerin kötü besinlerle kandırılmamızı sağlayan kurumlar da bu işten sorumlu diyeceğiz ama demiyoruz. Yok öyle bişey, umarım ifade edebilmişizdir, yok öyle bişey torpil falan asla olmaz, işten anlamayanı işin başına koymak mı tövbe, namusluyuz biz 🙂
Çok hızlı şehirleştik son 20 yılda ve hayatımızı bu şehir hayatına uyduramadık. Hareketsizleştik, tembelleştik. Böyle olunca sağlık kontrollerimizi yaptırmak daha da önem kazandı.
Sağlıklı Beslenme
Sağlıklı beslenme ne anlama geliyor? Herkes için sağlıklı beslenme, benim için sağlıklı beslenme olan Ayşe Hanım için de sağlıklı beslenme midir? Belki beslenme konusunda en zor yanıtlanabilecek soruların başında bu soru var. Sağlıklı beslenme dendiği zaman aslında 3 temel belirleyicisi var ama altında belki 33 tane daha alt grubu var.
1. Yeterlilik. Sağlıklı beslenmenin 3 temel unsurundan birincisi ihtiyacın kadar yemek ilkesidir, yani ne çok ne az. Yediğinizin çok olması da zararlı az olması da zararlı. Genelde problemler ihtiyacından çok yenilmesi durumlarında ortaya çıkmaktadır.
2. Dengeli beslenme kavramı. Yani ne yersek yiyelim bunların içinde 3 temel unsur vardır. Bunlar protein, yağ ve karbonhidrattır. Sağlıklı besleniyorum diyebilmemiz için yağ, karbonhidrat ve protein dengemizi kurabilmemiz gerekli. Ne sadece protein, ne sadece yağ, ne sadece karbonhidrat tüketmemiz lazım.
3. Çeşitlilik. Proteinimizi, karbonhidratımızı, yağımızı alıyoruz peki bunları hep aynı kaynaktan mı yoksa örneğin bir öğün balık, bir öğün yumurta, bir öğün kırmızı etten mi alıyoruz, burası önem kazanıyor. Bu temel unsurları sürekli aynı kaynaktan alarsak o unsurun yanındaki diğer mikro besin unsurlarını ha bire tekrarladığınız için bir süre sonra hasta bile olabilirsiniz. Sürekli balık tükettiğinizi düşünürsek, balıkta demir yok onun için kırmızı et de yemeniz lazım ki demir ihtiyacınızı karşılayabilesiniz. Ya da kırmızı ette balıktaki kadar omega-3 yok 🙂 Yani proteini, yağı, karbonhidratı farklı kaynaklardan temin etmeniz gerekiyor.
Sağlık beslenme için bu 3 unsur olmazsa olmaz, fakat bunlar da yetmiyor. Biraz önce bahsettiğimiz gibi sizin için sağlıklı olan bir beslenme şekli başka bir insan için sağlıklı olmayabilir. Bu cinsiyete, yaşa, döneme vb faktörlere göre değişiklik gösterebilir. Örneğin kadınlarda hamilelik ya da menopozluk dönemi gibi dönemlerde beslenme şekli daha da önem kazanmaktadır. Hatta nerede yaşadığınız bile önemlidir. Örneğin Antalya’da yaşayan biri ile Ağrı’da yaşayan birinin beslenme yöntemleri farklı olması gerekir. Çünkü Antalya’da yaşayan kişi güneş görerek demir ihtiyacının bir kısmını karşılayabilirken Ağrı’da yaşayan vatandaş belli bir dönem bundan mahrum kalabilir. Çevre ısısı, nem miktarı gibi pek çok koşul insanların günlük kalori ihtiyacınızı içindeki nitelikleriyle birlikte etkiler. Bunların hepsi eşit olsa bile bu defa da bütçenize uygun beslenmeniz gerekecek. Faktörler faktörler..
Unutmadan söyleyelim mevsimi dışında gördüğünüz meyveleri tüketmeyin. Örneğin kışın canınız üzüm çekmesin, herşeyi zamanında yiyin 🙂
Özet geçecek olursak, bütçeniz doğrultusunda her çeşit gıdadan biraz tüketmeye çalışın.
Peki sık sık ama azar azar mı yemeliyiz yoksa daha seyrek ve tam mı beslenmeliyiz?
Geleneklerimize de en uygun olan 3 öğün yemek en garantilisidir. O “sık sık atıştırın, metabolizmanızı hızlandırın” diyenlere aldırış etmeyin, bunların doğru olmadığı kanıtlanmıştır. Doğru olanı acıkınca yemek ve çok atıştırmamaktır.
Bitter Çikolata Mı, Sütlü Çikolata Mı?
Tereddütsüz bitter. Bitter biraz daha pahalı, daha acı ama sağlık faydası daha fazla. Sütlü çikolata eşittir arızalı çikolatadır, bunu unutmayın. İçerisinde daha fazla lüzumsuz yağ, daha fazla şeker ve daha fazla sağlığa zararlı olabilecek madde var. Bitter çikolatayı da günde 50 gramdan fazla tüketmemek daha sağlıklı olacaktır.
Çocuklarımıza Omega 3 Verelim Mi, Vermeyelim Mi?
Hiç düşünmeden verelim hatta anne karnındayken verelim onun için anne vitaminlerinin içine omega 3 koyalım, anneleri omega 3 yönünden zengin besleyelim. Çocuğun beyninin, gözünün, sinir sisteminin gelişmesi için, hoş ve güzel bir cildinin olması için omega 3’e ihtiyacı var.
Siyah Üzüm Mü, Yeşil Üzüm Mü Daha Faydalıdır?
Kesinlikle siyah üzüm ve ille de çekirdeklisi. Çekirdeği de atılmadan üzümle birlikte çıtır çıtır çiğnenmeli. Esas hikmeti çekirdeğinde 🙂
Suyu Ilık Mı, Soğuk Mu İçmeliyiz?
Suyu ılık içmeliyiz, soğuk içmemeliyiz, biraz keyife bağlı ama sağlık açısından ılık su daha iyidir. Soğuk suyu daha çok, çok susadığımız zaman içiyoruz. Nedeni de Allah’ın bir hikmeti şu ki; soğuk su çok daha hızlı emilir vücutta ve zaten vücudumuz da su ihtiyacını bir an önce gidermek için ister istemez soğuk suya yöneltiyor susadığımız zaman. Fakat bizi susuzluktan daha çok uzak tutan ve bedenimize daha uygun olan ılık sudur.
Makarnanın Sağlıklısı Olur Mu?
Zor bir soru ama olur neden olmasın, illa ki makarna yiyecekseniz olur. Makarna kötü bir gıda mıdır? Kötü bir gıda değil fakat süper bir gıda falan da değildir. Makarnayı az pişirirseniz, dişe uygun şekilde daha sağlıklıdır. Sebzeli yerseniz daha sağlıklıdır. Makarnayı bol proteinli, kıymayla, yoğurtla evlendirip yerseniz daha sağlıklıdır ama en güzeli şu ki makarnayı daha az yerseniz daha sağlıklıdır 🙂
Yorum Yok