Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beyaz Parti TBMM Küme Toplantısında konuşuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle;
Bu sabah erken saatlerde yaşadığımız Düzce Gölyaka merkezli 5,9 şiddetindeki sarsıntısı hisseden bütün vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Geniş bir alanda tesirini hissettiren zelzelede yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
“Vahim bir yıkım ve kayıpla karşılaşmadık”
zelzele Gölyaka’da Fazla sayıda binada hasara neden olmakla Birlikte vahim bir yıkım ve kayıpla karşılaşmadık. Kurumlarımız gereken tespit ve telafi çalışmalarını yürütüyor. Türkiye’yi sarsıntıya hazırlamak için nihayet 20 yıldır TOKİ projelerinden kentsel dönüşüm faaliyetlerine kadar yapı alt yapımızı yeniliyor, kurumsal kapasitemizi genişletiyoruz. Bu emelle 2022’yi zelzele tatbikat yılı ilan ederek 94 binin üzerinde aktiflik yürütmüştük. Gölyaka sarsıntısı hem zelzele gerçeğinin ne kadar yakınımızda olduğunu hem de yürütülen çalışmaların hızlandırılması gerektiğini göstermiştir.
“Yusufeli Barajı’na Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun alt Bina sembolü olarak hoşgeldin diyoruz”
Togg’u Türkiye vizyonumuzun teknoloji alanındaki sembolü olarak alkışlarla karşılamıştık. Yusufeli Barajı’na da Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun alt Bina sembolü olarak hoşgeldin diyoruz. Bu abide yapıtın ülkemize kazandırılmasında emeği geçen herkese tekrar teşekkür ediyor ve kendilerini kutlama ediyorum. Yılda 5 milyar inşallah buradan Geri dönüşüm var. Bu 7 yılda bu gelirle kendini finanse edecek. 35 milyara bu barajımızı ulusal bütçeden gerçekleştirdik. Bay Kemal görüyorsun işte, neyi nerden nasıl yaptığımızı öğren, sonra kaynak nereden deme. Yeri gelir ulusal bütçeden, yeri gelir milletlerarası piyasadan lakin biz yaparız aramızdaki ayrım bu.
Görüldüğü üzere ülkemize hakikaten iftihar edici bir eser kazandırdık. Ne diyor gönül sultanı Kamil odur ki koya dünyada bir eser, yapıtı olmayanın yerinde yeller eser. Rabbim hepimizi yapıtı olmayan gafillerden Irak eylesin diyorum. Geçtiğimiz günlerde Türk Devletleri Teşkilatı ve G20 Önderler Doruğu’na katılarak ülkemizin Fazla istikametli diplomasi gayretlerinde yeni mesafele katedilmesini sağladık. Yürüttüğümüz diplomasi trafikleri ile ilgili kapsamlı değerlendirmelerimi Kabine sonrasında yapacağım açıklamaya bırakıyorum.
Türkiye artık ülkemize ve milletimize yönelik taarruzlara karışan teröristlerle onlara yardım eden herkesi hudutlarımız içinde ve dışında tespit etme, yakalama, cezalandırma kabiliyetine ve gücüne sahiptir. İstanbul’daki hareketi timsah gözyaşları ile kınayanların gerçek yüzleri Çabucak gerisinden başlattığımız operasyonlara verdikleri reaksiyonla ortaya çıkmıştır. Suriye’de denetimleri altında tuttukları bölgelerden ülkemize yönelik rastgele bir tehdit gelmeyeceği garantisi veren güçlerin bu kelamlarını tutamadıkları ve tutamayacakları nihayet olayla bir Kez daha anlaşılmıştır. Biz yaptığımız her mutabakat üzere Suriye hudutlarımızla ilgili ahidlerimize de sonuna kadar sadık kaldık. Madem karşımızdakiler kendi kelamlarını tutamıyor yapılan mutabakatın gereklerini yerine getiremiyor, öyleyse bizim kendi başımızın devasına bakma hakkımız doğmuştur. Bizim her kelamımız üzere bu beyanımızın da gerisinde Fazla somut münasebetler, haklı sebepler, inkarı Mümkün olmayan hakikatler var.
Suriye sınırlarımızdaki Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak vilayetlerimize nihayet günlerdekilerle Birlikte 764 havan, roket, roket saldırısı yapılmıştır. Bu taarruzlarda 32 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 261 vatandaşımız yaralanmıştır.
Tıpkı devirde meyyit, yaralı ve yakalama olarak etkisiz hale getirilen terörist sayısı da 13 bin 500’ü bulmaktadır. bilhassa tahlil sürecinin akabinde ülke içindeki taban takviyesini ve silahlı gücünü Aka ölçüde kaybeden şimal Irak’taki varlığı Önemli oranda gerileyen örgüt bütün dikkatini Suriye üzerinde ağırlaştırmıştır. Batılı ülkelerin terör örgütünün Suriye’deki kolunu PKK’dan ayrıştırma çabalarının boşuna olduğu yaşanan her gelişme ile ortaya çıkmaktadır. Meyyit, yaralı yahut sağ olarak yakaladığımız teröristlerin üzerlerinden çıkan donanımlar ile eğitim gördükleri yerler Suriye’de farklı isimlerle alana sürülen örgütün şahsen PKK’nın kendisi olduğu gerçeğini teyit etmektedir. Artık hiç kimsenin bu palavrayla karşımıza gelmesine tahammülümüzün olmadığını burada bir Defa daha Anlatım etmek isterim. Uçaklarla, toplarla, SİHA’larla yaptığımız operasyonlar yalnızca başlangıçtır. Hatay’dan Hakkari’ye kadar Güney sonlarımızın tamamını ülkemiz topraklarına atak imkanı bırakmayacak formda bir Emniyet şeridi ile kapatma kararlılığımız her zamankinden bugün daha güçlüdür.
Gerçekleştirdiğimiz Hudut ötesi harekatlarla bu şeridin bir kısmını esasen oluşturduk. Kalanlarını da Tel Rıfat, Münbiç, Ayn el Arab üzere çıban başı yerlerden başlayarak adım adım halledeceğiz. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tehditleri Hudut ötesinde karşılama ve yok etme stratejimizi hayata geçirmek için gereken faaliyetleri yürütüyor. Hava harekatlarımızı kesintisiz sürdürürken bizim için en Müsait olan vakitte karadan da teröristlerin doruğuna tepesine bineceğiz. Teröristlerin içine saklanarak kendilerini inançta hissettikleri o beton tünellerin mezarları haline geleceği gün yakındır.
ırak ve Suriye idareleri Tükiye’nin terörle çaba kapsamında yaptığı harekatlar ile inançlı hale getirdiği bölgelerden muhakkak rahatsızlık duymasınlar. Tam Aksine bizim attığımız bu adımlar ırak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü de garanti altına alacaktır. Hudutları içindeki öteki devletlerin varlığından envai çeşit terör örgütünün faaliyetinden rahatsız olmayanların Türkiye’ye karşı farklı hal sergelemeleri kendi halkları ile idarelerinin bağlarını zayıflatmaktan öte mana taşımaz. Daima söylediğimiz üzere bizim Biricik kederimiz kendi vatandaşlarımızın ve yanı başımızdaki bütün kardeşlerimizin inançlı, huzurlu, müreffeh geleceğini inşa etmektir.
nihayet devirde hem ülke içinde hem Hudut bölgesinde ağırlaşan taarruzlar hiç elbet terör örgütünün ve onu üzerimize salanların Türkiye’nin geleceğine yönelik hesapları ile yakından bağlıdır. Terör örgütü ile onunla birebir çizgideki yapıların iplerini ellerinde tutanların karın ağrısı belirlidir. Bunlar ülkemizin itimat ve istikrar içinde maksatlarına yürümesinden rahatsızlar. Bunlar, ülkemizin kendi siyasi ve ekonomik kararlarını özgürce vermesinden, kendi çıkarlarını hamasetle savunmasından rahatsızlar. Bunlar, ülkemizin global krizleri fırsata dönüştürmesinden rahatsızlar. Bunlar, Türkiye’nin bölgesel liderliğini güçlendirmesinden rahatsızlar. Bunlar, bizzati milletimizin Anadolu’daki bin yıllık varlığından rahatsızlar. Üstelik bütün bu rahatsızlıklarını gizlemeye gerek dahi görmüyor açıkça da söylüyorlar.
Ülkemizin maruz kaldığı hangi haksızlığı, adaletsizliği, nobranlığı kazısak altından daima tıpkı anlayış, tıpkı hazımsızlık, tıpkı hasımlık çıkıyor. Biz bunu Avrupa Birliği tam üyeliğimizin engellenmesinde yaşadık. Biz bunu Amerika ile ortamızda vuku bulan F-35 krizinde yaşadık. Biz bunu sonlarımıza füzeler yağarken ülkemizdeki hava savunma sistemlerinin sökülüp götürülmesinde yaşadık. Biz bunu Kıbrıs konusunda, güç mutabakatlarına kadar Akdeniz’deki her tartışmada yaşadık. Biz bunu milyonlarca temizin canını ve onurunu kurtarmak için yaptığımız fedakarlıkların görmezden gelinmesinde yaşadık.
Çabucak her memleketler arası platformda bu nazar açısının emarelerine Şahit oluyoruz. Bizim de kendimize nazaran bir oyun planımız var. Geçmişten aldığımız dersler ışığında Türkiye’nin ve milletimizin menfaatleri neyi gerektiriyorsa ona nazaran devinim ediyoruz. Bunu yaparken tahammül sonlarımızı zorlayan hadiseler karşısında da reaksiyonumuzu göstermekten Geri kalmıyoruz. En Fazla da belaltı vuruşlara tevessül edilmesinden keder duyuyoruz. nihayet devirdeki hadiseleri de bu çerçevede görüyoruz. İstanbul’da bomba patlatarak Türkiye’nin canını acıtacaklarını sanıyorlar. Hudut kentlerimize havanlarla saldırarak milletimizin hamasetini kıracaklarını sanıyorlar. Diplomatik ve ekonomik şantajlarla ülkemizi Türkiye Yüzyılı yolundan döndürebileceklerini sanıyorlar. halbuki bilmiyorlar ki biz artık bu safhaları geçeli Fazla oldu.
Detaylar gelecek…
Yorum Yok